sezgilerime göre yaşamam ne hissettiğimi ne önemi var? yapacaklarımı ve yapmayacaklarımı duygularım belirlemez ne hissettiğimin ne önemi var? hayal değil plan kurarım ne hissettiğimi ne önemi var? işlerim ne verimli ne de verimsiz olmaz ne hissettiğimin ne önemi var?
hissetmek yaşayanlar için geçerlidir, bir kere hissetmeye başlamanız demek ölümü de göze almanız demektir. kurtlar vadisi'nde dediği doğru sanıyorum; bazılarımız ölümü değil yaşamayı göze alıyor. bazılarımızın aradığı şey bu dünyada değil o yüzden asla bulunamayacak olandır aranan ve bu dünyadan olmadığı içindir ki ne olduğu da bilinemez.
zorunlu değiliz mutlu ya da mutsuz olunmaya. oysa insanlar yanılıyor. tutturulmuş bir mutluluk hali, ne olduğu da bilinmiyor sürekli değişiyor adı. ve sadece ısrarla elde tutulmaya çalışılıyor. şu halde mutluluk bir çaba olmalı; yokluğu istenmeyen ve varlığı sizi sürekli bir şeyler yapmaya mecbur bırakan bir çaba. oysa mutluluk zorla olmayandır. peki şu elde zoraki tutulup bırakılmak istenmeyen şey de nedir? mutluluğun zoruntası mı? üzerine misk sıkılmış bir kaç korku kırıntısı mı? nedir o? her mutluluk iyi olmadığı gibi her mutsuzluk da kötü değildir. bildikçe, farkında oldukça komplike olan zihnimiz ve dünyamızda mutsuzluk elde ettiğimiz sonuçlardan sadece biridir. bunu kabul etmek de bir olgunluktur. her şeyin bir bedeli yahut sonucu vardır. asıl mutsuzluk bu sonuçları yok saymaktır. son derece makul ve mantıklı olan mutsuzluğunu zoraki yaptığın mutluluğun(!) yerine koymaya çalışmak bir denklemde uygun olmayan bir değeri ısrarla x'in yerine koyup cevabın doğru çıkmasını beklemek gibidir. mutluluk ve mutsuzluk kabulden gelebilir ama mutluluğun zorlamadan gelmeyeceği kesin.
sonuç; mutluluk var olandır, keşfedilir, arzulanır oysa ölesiye peşinden koşulmaz zira doğasına aykırıdır.



