Bu Blogda Ara

utanmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
utanmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Salı, Ağustos 19, 2025

dayadık mı silahını başıma?

 yanıma koymalıydım oysa seni kalbimden dışarı dahi çıkaramadım
 duygularım sana dokunacaktı; ellerim böyle nasırlı, yüzümde de böyler bir acı
olduğun tarafa bile dönemedi çehrem
canına tak dedirtmeden ve yokmuşum gibi hissettirmeden koruyacaktım seni
 adımı bile öğrenemedin sen
olduğun yerde: yanaklarımı okşayan dünyamın en güzel kokusu 
defalarca izlediğim manzaranın senin yanındayken binbir farklı tonu
bahsim sen olunca edebiyatın anında yok oluşu, hoşça kal gülüm


Perşembe, Mart 07, 2024

gülüm...

 bazı geceler vardı çocukluğumda

 karanlığında ben neyi bilmiyorsam saklayan,

gökyüzünden geçen yeşil-kırmızı ışıklı uçakları sayardım

tanıdık bir yüz görmek gibi gelirdi 

o soğuk akşamlarda geleceğime meydan okurdum

küçük, çokça küçük hissederdim kendimi

ya nizamiye kapısında görünmez olursam

ya hazır saymazlarsa beni,

ya red yersem senden...

bir tepeye çıkardım ikindi vakitleri

ellerimde çiçekler, gün batıyor ve önümde alabildiğine dağlar,

hiçbir yere gitmeden her yere gideceğim hissi dolardı içime

çok büyüyünce, daha da çok büyüyünce o dağlarda eğitim alıyorum

ve bir rüzgar esiyor yüzüme;

geç kalmışım gibi hissediyorum

hayatıma geç kaldım, amacıma geç kaldım, yaşamaya ve yaşatmaya geç kaldım!

ürperiyorum...

sevilmekten de geçecek kadar sevebildiğime şaşıp kalıyorum ardından 

hem korkuyorum hem de umut diliyorum kendime gelecek için,

hiç yaşamadığımı özlüyorum, yüküm ağır geliyor ve yamaca oturuyorum

konuşsam iyi gelecek, boyuna susuyorum

sevmenin bedelini anlıyorum, gözlerime doluyorsun...

seni kendimden geçercesine seviyorum, duymuyorsun

senin için yaşıyorum, üzerine alınmıyorsun

kırmızına inat parça parça bölünüyorum, sen ölümü bile kabul etmiyorsun...gülüm

b


Pazar, Mart 03, 2024

sana vazgeçmeyi öğretmeyecekler

 hissetmeye başladığın gün ölümü de göze aldığın günün olacak

hislerinin ilk kaybı ise şaşkınlığın

ola ki hiçbir canlıyı sevmeyeceksin

sevdiklerini ise bir canlı misali yaşatacaksın

senin bahtın koluna taktığın tüfeğin 

senin kaderin yanındaki yoldaşın

alın yazındır vatanın

ölmek isterken dahi yaşayacaksın yaşatmak için

o kadar yalnız olacaksın ki evinde yolunu gözleyen kimse olmayacakken n'olur geri dönsün diye kurşununu göğüslediğin silah arkadaşların olacak

vatan toprağınla öyle bir bütün olacaksın ki

kanın ılık ılık içini okşayarak kamuflene akarken onun sessizliğine sığınacaksın

yorgunluğunu gidermek için bir su başında onun bozkırına uzanacaksın

 öldüğünde ise toğrağında yatacaksın

ve vazgeçmeyeceksin, ne olduğunu bile bilmeyeceksin!




Salı, Şubat 13, 2024

bak, bakarsan ölümde yaşayacağım

 çocuktum, alabildiğine özeniyordum 

eteğine yapışıp beni bırakmaman için neyim olsa veresim geliyordu

eğer gözlerin gözlerime değse idi yıkılır kalırdım

gene de bana bakacağın günün doğuşlarında; soğuk içime işlerken bozkırın ortasında...

eğer beni kabul etse idin yaşardım yaşatmak için

gene de içimden ismini sayıklayarak ölmek geçerdi

isterdim ki duyduğum son şey sen olasın

isterdim ki aldığım son nefesimde bana bir şey fısıldayasın da son gülümsememi dudaklarıma sen yerleştiresin 

seni isterdim yürüdüğümüz yolun başından ta sonuna kadar,

seni isterdim içine çekilip sen beni senin derinlikmlerine katana kadar...




Pazar, Şubat 11, 2024

nereden estin el-aman

 niçin, nereden estin de tutuldum sana

seni bildiğim ilk günü anımsıyorum, nasıl da üzülmüştüm

demek hissetmişim yedimde de yetmişimde de aldığım nefes kadar yakınım olacağını 

demek bilmişim kalbimi ılık ılık ısıtacağını ve orada yer açarken kendine beni sancılara boğacağını 


ben en çok da yaylalarda görürdüm seni, dağların arkasında bir yerlerde değildin; o dağların hepsi sendin

yüceliğin korku salardı damarlarımda akan kana ve bir o kadar da kendine çekerdi brovemi okşayıp  geçen yellerin

oyun mu oynadın bana diye geçiyor aklımdan ara ara hep senin olayım diye

öyledir ki bir gözüm kızarken alabildiğine, öteki gözüm üzerindeki kan kadar merhametli sana...




Pazar, Şubat 04, 2024

dönüp de gitme kayıp da düşme

 seni dinliyorum bozkırın ortasında bir tepe başında 

kuru, sarı otların üzerinden geçiyorsun dudaklarıma selam vererek 

ve ben de sanki ilk kezmişcesine acemice 

bir o kadar da son kezmişcesine yavaşça içime çekiyorum seni 

gözlerim doluyor tenime son dokunuşunda 

tekrar bekliyorum gel diye: ama gelme sen, 

çünkü hiç gitme...




Salı, Ocak 16, 2024

dayanmaz oldun

ben sana kaybettim bir dağ başında: sen benim en büyük kaybımsın ve hayattaki tek kaybım,

her şeye yettim de ben, nazlı bir kız misaliydin sen, yetemedim ve hayattaki tek yetememezliğim,

sevdiğimi alt etmeye çalışmak hataydı belki de, onu elde etmeye çalışmak hataydı ki o bana sahipken ve ona kimse sahip olamamışken, olamazken...

kendim atladım senin uçurumlarından lakin sen uçurumuna yanaşma iznini kılmadın mı bana, yanlış mı anlıyorum seni her defasında? üç oldu bu saudade; üç

sanki bir çöldeyim saudade, yaklaştıkça sana, yetmiyor adımlarım ne görmekten vazgeçiriyorsun kendini ne de erişebiliyorum sana

kimse bana nasıl yaşayacağımı anlatmıyor sendense sadece ölmeyi öğreniyorum, vazgeçemiyorum; çekip gidemiyorum, insan kendini bırakıp da gidemiyor ki. Bileydim sana kanımla başımla bağlanacağımı oysa karar kıldığımda çocuktum daha


Pazar, Aralık 24, 2023

saudade: asla gerçekleşmeyecek şeye duyulan özlem

 

şehit evine doğmazken güneşin, sabah senin pencerenden arsızca girmesi yakıyor canı. 
sonra ürperten bir boran geliyor uzaklardan, kan kokuyor. 
kafanı kaldıramıyorsun gökyüzüne bu kez, çünkü onlar da bakmıyor.
timlerden her iki satte bir şehit veriliyor... Irak'ta da hızlı geçer zaman. 
şairler, şairler yalan söylemiş. dağlar her zereye işleyen bir  soğuk... 
ne öncesinde ne de şimdi gidememişsin sen ve yarın da gidemeyeceksin. 
Komando er Murat'ın da yazdığı gibi "neyi bölmeyi öğrendik biz?
utanır ya insan nefes almaya, ne ölüsün ne de bunun adı yaşamak...
soluya soluya yok oluyorsun bugün ve yarın, yarın da soluya soluya yok olmaya kaldığın yerden devam edeceksin 
olur da dayanamazsın şehitliklerin önünden geçmeye, gökyüzüne bakışlarnı yöneltmeye, 
olur da anlayamazsın yurdun en umarsızca nankörlüğünü, acı çekemeyenin gülüşünü de saklamadığını
karşısında bir şehit evladının, bir şehit yarinin ıstırabını...
lanetler yağdırırken bulunursun lanetine kendini de katarak 
ya da ağlar bulunursun sularının akmasına yardımcı olduğun bir köprü altında 
yahut olmaz ya başarmış bulunursun gidebilmeyi; omuzundaki ilk acemi rütben, büyüğü büyük küçüğü küçük bir postal ve üzerine de hiç tam olmaz ya intibak üniformanla...




Cumartesi, Aralık 23, 2023

şehit evi

soğuk bir rüzgar girer camı kırık pencereden

içieride fırtına oluverir

ısıtırdı belki deyu, bir meşale sokulur bacadan

içeride yangın oluverir

bir yağmur damlası akar sızdıran çatıdan

içeride sel oluverir

ve olabilirdi gelen, izne gelmiş Mehmetçiğim

fırtına ılık rüzgar, yangın gönüllerde ısı, yaşlar sevinç yaşları olabilirdi

ey sokakta umarsızca gezen!; bu evler şehit evleriymiş 

ve hayır, zenginimin bedellisini yoksul Mehmetçiğim ödemiş






Pazar, Aralık 03, 2023

sitare

 umut verme bana nazenin 

yaşatır sanırsın, ölüveririm

öyle sımsıcaklığını duyumsatma bana berceste

ısıtır sanırsın, kuytu köşelerime kar yağar, üzerimde kat kat yorgan, tepemde ise güneş; donuveririm 

öyle melül melül bakma bana mutena

aşık eder sanırsın, kalbimi deler geçer, omuzlarıma ağırlığı çöker; yıkılıveririrm

...





Pazar, Eylül 24, 2023

sensiz biz

 seninle seni izlemeye geldik akademinin önüne
   gün doğuyordu o vakit ama sen yoktun
 o üniformayı giymeyi hayal ettim
   hakkını vermeyi hayal ettim
 mezuniyetimizi hayal ettim
    bu hayalde biz vardık ama sen yoktun
 senin bizden haberin dahi yoktu
    ben bizi hiç bırakmazkenleri de...
 ve bıraktığımda yine yoktu
    şimdi mecburen giderken senden ben yokum, sen zaten yoktun
  sonra yer yerinden oynadı ben yoktum sen de yoktun
     ve bu gün annesine incinip gene soluğu annesinin yanında alan bir çocuk gibi
   ben varım ama sen, sen yoksun.... 

Cumartesi, Eylül 23, 2023

o7

Gökyüzüne bakardın eskiden ya 
 Kimse iddia edemezdi denk düşmediğinizi
 Gökyüzü bir taneydi çünkü 
 Bir gece yarısı bakarken dolunaya, bir akşamüstü seyre dalarken o kızıllığı,
 Kimse iddia edemez aynı noktada buluşamadığınızı
 Gökyüzü bir taneydi çünkü ya
 Ne olursun şimdi de bak!
 Yitti mi umudun, yorgun mu düştün, çok mu kırıldın
Ya utanç...
Sahi ya kaçıncı deneyişindi bu!
 Peki öyleyse, son kez
 Veda etmek için tek… 
 Bak gece yarısı oluyor bir yıldız seç ve dile ki onlar da bakıyor olsun 
 Buluşmadığınızı kimse iddia edemez ya 
 Başaramadım demesen de olur, sen gelemeyince anlarlar zaten,
 Kahroluyorum demesen de olur, hissederler zaten 
 Sabah olacak artık, hadi son kez kaldır kafanı gökyüzüne inat etmeden
Sil göz yaşlarını
 Ve söyle ‘’gökte beraber yerde ayrı, o7’'

sitare

 umut verme bana nazenin  yaşatır sanırsın, ölüveririm öyle sımsıcaklığını duyumsatma bana berceste ısıtır sanırsın, kuytu köşelerime kar ya...