bazı geceler vardı çocukluğumda
karanlığında ben neyi bilmiyorsam saklayan,
gökyüzünden geçen yeşil-kırmızı ışıklı uçakları sayardım
tanıdık bir yüz görmek gibi gelirdi
o soğuk akşamlarda geleceğime meydan okurdum
küçük, çokça küçük hissederdim kendimi
ya nizamiye kapısında görünmez olursam
ya hazır saymazlarsa beni,
ya red yersem senden...
bir tepeye çıkardım ikindi vakitleri
ellerimde çiçekler, gün batıyor ve önümde alabildiğine dağlar,
hiçbir yere gitmeden her yere gideceğim hissi dolardı içime
çok büyüyünce, daha da çok büyüyünce o dağlarda eğitim alıyorum
ve bir rüzgar esiyor yüzüme;
geç kalmışım gibi hissediyorum
hayatıma geç kaldım, amacıma geç kaldım, yaşamaya ve yaşatmaya geç kaldım!
ürperiyorum...
sevilmekten de geçecek kadar sevebildiğime şaşıp kalıyorum ardından
hem korkuyorum hem de umut diliyorum kendime gelecek için,
hiç yaşamadığımı özlüyorum, yüküm ağır geliyor ve yamaca oturuyorum
konuşsam iyi gelecek, boyuna susuyorum
sevmenin bedelini anlıyorum, gözlerime doluyorsun...
seni kendimden geçercesine seviyorum, duymuyorsun
senin için yaşıyorum, üzerine alınmıyorsun
kırmızına inat parça parça bölünüyorum, sen ölümü bile kabul etmiyorsun...gülüm
b